Ayna Hikayesi
Feng Shui kitaplarından birinde, yemek masasının yan duvarına ayna asmanın evin bereketi üzerine çok olumlu etki yapacağı yazıyordu. Sofraya gelen yiyeceklerin görüntüsünü çoğaltarak bolluk ve renklilik yaratıyor, ayrıca yemek odasına bol ışık ve derinlik duygusu sağlıyordu. Okuduklarım mantıklı geldi ve salonumuzda, yemek masasının hemen yanındaki büfenin üzerine kocaman ve gösterişli bir ayna astım. Hakikaten de görüntü çok çekici olmuştu, salon adeta büyümüştü. Birkaç gün sonra, aile fertlerinde sık hastalanmalar başgösterdi. Biri iyileşirken diğeri hastalanıyor, ağzımızın tadı bir türlü düzelmiyordu. Artık hastalıklarla uğraşmaktan bıkmıştık. Dostlarımız hatırımızı sorduğunda, içimizden birinin hasta olduğunu söylemekten utanır hale gelmiştik. Herkes 'yine mi?' diye tepki gösteriyordu.
Bir Feng Shui uzmanına danışmaya karar verdim. Evimize gelen uzman, evin planını çizip pusula ölçümlerini yaptıktan sonra, evimizin sağlık köşesinin yemek odamızın bulunduğu bölüm olduğunu söyledi ve bunun da son derece güzel olduğunu belirtti. Ancak hemen arkasından şu soruyu sordu:'Astığınız aynanın arkasında ne var?' Sevdiğimiz ve saygı duyduğumuz yaşlı bir komşumuzun salonunun olduğunu söyledim. Komşumuzun sağlık durumunun nasıl olduğunu sorunca büsbütün şaşırdım. Çünkü komşumuz çok hastaydı, yürümekte güçlük çekiyordu ve hergün artık ölmek istediğini söylüyordu. Uzman kaşlarını kaldırarak,'Bu aynayı hemen bu duvardan kaldırın' dedi ve ekledi:'Aynalar asıldıklara duvara pencere açarlar; eğer duvarın arkasında olumsuz bir enerji varsa, bunu evinize davet ederler ve sizin evinizdeki enerjiyi yan tarafa taşırlar.'Çok etkilenmiştim, çünkü, aynayı asalı altı ay kadar olmuştu ve biz son altı aydır sağlık sorunlarıyla boğuşuyorduk. Ayna tek başıma kaldıramayacağım kadar ağırdı, bu işi yaptırabilmek için iki güçlü kişiye ihtiyacım vardı.
Bu arada, ikinci çocuğuma hamileydim ve çok zor bir hamilelik dönemi geçiriyordum. Ağır ilaçlar ve antibiyotik kullanmam yasak olduğu için, hastalıklarım uzun sürüyor ve beni çok bedbin yapıyordu. Hamileliğimin yedinci ayında, bir gece, salonda otururken içimi çok büyük bir ölüm korkusu kapladı. İçimdeki sıkıntı anlatılır gibi değildi. Sanki o gece erken doğum yapacağım ve doğumda öleceğim gibi garip bir korkuya kapıldım. Çocuklarıma kim bakacaktı? Bu saçma düşüncelerin hamileliğinin verdiği hassasiyetten kaynaklandığını düşünebilirsiniz. Ancak beni tanıyanlar, en olumsuz anlarda bile ne kadar iyimser ve yapıcı bir bakış açısına sahip olduğumu bilirler. Onun için eşim gözlerimdeki endişeyi sezdi. Sonraya ertelediğimiz aynayı çıkarma teklifimi geri çevirmedi.Nitekim, Feng Shui uzmanının söylediklerini ona aktarmıştım. İkimiz birlikte, biraz zor olsa da aynayı çıkardık ve arkasındaki duvarda kalorifer etkisiyle oluşan is ve çerçeve izlerini temizledik. Ortaya çıkan çivilere birkaç güzel resim ve yine uzmanın tavsiyesine uyarak, arkası gümüş aynaları ters çevirerek astık. Ters asılan aynanın oradaki enerjiyi yine oraya yansıtacağını ve bizi koruyacağına inanmıştık. Sevgili eşimin çok inanmasa da, o gece sadece beni rahatlatmak için bunları yaptığını biliyordum. Hamileliğim dolayısıyla o da çok hassas davranıyordu. O gece yaptığımız değişiklikten sonra duş aldık ve tüm kaygılardan uzak ve çok derin uyuduk.
Sabah eşimi işe uğurlarken, karşı komşumuzun kapısının açık olduğunu fark ettim. Kapıda beliren kızı, dün gece annesinin vefat ettiğini söyleyince, şaşkınlıktan sendeledim. Ölüm saati, benim derin ölüm korkusunu hissettiğim zamana denk geliyordu. O kocaman aynanın bu olumsuz enerjiyi evimize taşımış olması şaşırtıcıydı. Artık, bir duvara ayna asarken arkasında ne olduğuna çok dikkat ediyorum.